Kopuklar

Kimligimizin diger kimliklerle çatistigi an, birini görüp de iste o aslinda benim bir parçam dedigimiz an, kurtulusun yakinda bir yerlerde oldugunu görüp de görmezlikten gelip çarsaflarin altina saklandigimiz an; utancimizdan, korkumuzdan, inadimizdan salt sevgiye dayanan tüm dostlarimizi terk ettigimiz an, baslamaya en çok cesaret ettigimiz andir.B. Güney Ulutas'in ilk romani Kopuklar, modern çaglara özgü, gizemli bir hikâye anlatiyor. Zucco Konstant, çocukluk yillarini yetimhanede geçirmis bir avukattir. Annesinin ölümü disinda, ailesi hakkinda hiçbir bilgisi yoktur. Yirmi dokuzuncu yas gününde, tam da her sey bitti dedigi anda gelen sürpriz bir is teklifiyle hayatinin firsatini yakalar. Fakat isin altindan, annesinin otuz yil önce yazdigi kayip roman çikmistir. Pesine düstügü Kopuklar ona aslinda kim oldugunu fisildarken, kara mezarlarla kapli geçmisini aralamaya baslayacaktir. Kopuklar, bohem arkadas grubunun gizlerini aydinlatmaya çalisan Sevgi Hikâyesi Koleksiyoncusu'nun agzindan anlatilmis. Dünyanin nasil ve ne sekilde degistirilebilecegini tartisan, düssel, yazinsal, politik, soluk soluga okunacak bir roman…(Tanitim Bülteninden)