Hepsi hayatta kalmak içindi…
Beş yaşında küçücük bir beden kanserin pençesine yakalanmış, yavaş yavaş ona teslim olmaktadır. 1980’li yılların ikinci yarısı... Tıp, teknoloji bugünkü kadar gelişmiş değil. Üstelik Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeyseniz, üstelik bir kasabada çok sınırlı imkânlarla yaşayan bir anne babaysanız, evladınızı bu amansız pençeden nasıl kurtaracaksınız?
Mehmet Gani Bey ve Miyase Hanım, yaralar kalbine ve diline dahi ulaşmasına rağmen asla Allah’a isyanda bulunmayan, sadece, “Seni anamam” kaygısıyla hastalıktan kurtulmak için dua eden Eyüp Peygamber’i ve onun sabrını önlerine koydular. Bu ağır sınavı canla başla kabul ettiler, “Emanet Allah’ın” diyerek evlatlarını başlarının üzerinde taşıdılar.
On dört yıl süren bu uzun yolda dostları, akrabaları, iş arkadaşları, mahallenin esnafı, hemşerileri, tanıdık tanımadık herkes var güçleriyle onların yanında olacak, bu küçücük bedene ellerinde avuçlarında olan her şeyle, dostluklarıyla sahip çıkacaklardı.
Dostluğu, dayanışmayı, zor zamanda birbirinin yanında olmayı, samimiyeti, kendinden başkalarına da değer verebilmeyi, inancı özellikle günümüzde, içinde bulunduğumuz koşullarda yeniden hatırlayacağınız bir hikâye.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli