“İnegöl’de hatırı sayılır bir güç olmuştuk. O zamanlar halkın
büyük çoğunluğunun sağcı ve tutucu olduğu bir yerde solcu
olmak, ‘Sosyalistim, komünistim’ diye ortalık yerde konuşmak
zordu.”
Sosyalist hareketin canlandığı 1975-1980 yılları arasında, adını
belki daha önce duymadığımız binlerce genç kendini “devrimci”
olarak tarif ediyordu. İhsan Zafer’in küçük bir kasabada başlayıp
büyük şehirlere, oradan da cezaevine uzanan hayat hikâyesini
anlatışındaki rahatlık, o dönem gençliğini en doğal haliyle
tanımamızı sağlıyor.
Zafer, sosyalizm fikriyle nasıl tanıştığını, Kurtuluş hareketi içinde
özel olarak görevlendirilip “kibar bir biçimde” yaptığı banka
soygunlarını, cezaevi günlerini ve idama mahkûm edilişini
şaşırtıcı bir heyecanla, mizah dozu yüksek bir dille ve macera
tadında anlatıyor. “Profesyonel devrimcilik” hayatını anlatırken
kişiliğinin gelişmesinde önemli yer tutan Çerkes geleneklerini,
yetiştiği İnegöl’ü, aile ilişkilerini, âşık olduğu kadınları da es
geçmiyor.
“Kamulaştırma” için girdiği bankadaki memureyle
bakışmalarını, koğuşta nasıl rakı yaptıklarını anlatışındaki
ayrıntıların canlılığı kadar bugünden geçmişe bakıp yaptığı
değerlendirmeler de okunmaya değer. “Lütfen Ellerinizi Kaldırır
mısınız?”, alışılmadık bir ’78’li hikâyesi…
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli