Kayseri’nin bir köyünde, Gayr-i Müslim bir ailenin yeni bir ferdi olarak dünyaya gözlerini açarken muhteşem bir yüzyılın, muhteşem bir medeniyetin, muhteşem mimarlarından biri olacağından habersiz bir bebek…
Joseph…
Babasının yanında marangozluk yapmaya çalışna bir çocuk.
Değişen din.
Değişen isim.
Sinaneddin Yusuf.
Ya da kısaca Sinan!
Yerleştiği yerde Bizansın muhteşem mimarisini Ayasofya özelinde detaylı inceleyen, hayran kalan güzelliğe vurgun bir ruh.
Yeniçeri olarak seferden sefere koşan bir asker.
Seferler sırasında mühendislik dehasıyla ön plana çıkmaya başlayan yararlı bir zekâ.
Bulduğu dâhiyane çözümler, hızlıca yapılan köprüler, fethedilen yerlerde zekâsı ve alın teri olan bir fatih…
Başmimar…
Tutkuyla dokunulan şehirler…
Büyük padişahların yanında mütevazı bir inşasüreci.
Külliyeler, köprüler, camiler, su kemerleri, imarethaneler…
Çılgın bir mimar.
Mimar Sinan.
Koca Sinan.
Osmanlı coğrafyasına kalıcı eserler bırakan muhteşem bir dahi.
Uzun ömrüne yüzlerce eser sığdırıp ötelere uçan bir gönül adamı.
Aşklarıyla, özlemleriyle, inançlarıyla, eserlerindeki detaylarla büyüyen suskun bir sanat adamı…
Mimar Sinan.
Muhteşem Yüzyıla damgasını vuran muhteşem deha!
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli