Osmanlı Tarihi (Ciltli)

“Tarihin herkese lüzumu, günümüzde açikça kabul edilen bir gerçektir. Herkesi egitim mecburiyeti ile baglayan büyük uluslar, ögrencilerinin binde birinin bile devlet hizmetinde vazife almayacagi bilinen ilkokulda, yazi gibi, matematik gibi tarih egitimini de mecburi hâle getirmektedirler.Gerçek: Herkes için daima söyledigi kelimeyi yazamamak veya her gün aldigi seylerin karsiligini hesap edememek ne kadar insanligi küçültecek bir olay ise vatandasi oldugu, yasadigi toplumun ve belki insanlik dünyasinin büyüklerinden, büyük olaylarindan bütünüyle habersiz olmak da o kadar ayip sayilacak bir cahilliktir. Tarihin uluslara hizmeti, yalniz bu ayiptan kurtarmak degildir, zekânin olgunlasmasinda da pek büyük yardimlari görülür.Akil öyle bir cevherdir ki ne kadar çalistirilirsa o kadar parlar. Bu hâlde, zamanve mekândan atlarcasina, bütün insanligin birkaç bin senelik büyük olaylarini, her zaman göz önünde tutarak bu kadar eseri ve ayrintilarini birbirleriyle karsilastirmaya, bunca gizli ve güç isleri sonuçlandirmaya hizmet eden, tarih gibi düsünceyi gelistirmeye uygun bir bilgi hazinesi mi bulunur?Gerçekte bulundugumuz ilerleme devrinde,ilk devirleri ögrenme çabasi, her insan için zorunlu olan birçok bilim dali, eger benzetme çirkin görülmezse, fikrî yalan saldirisindan korunmak için yapilmis bir demir kaleye benzetilebilir ki onun bir önemli burcu da tarihtir, bunlarin hangisi eksik olursa düsünce ve kuruntu o yöne kayar.Kozmografyadan habersiz olanlar, bir kuyruklu yildiz görür, dünyanin bir felakete ugrayacagini sanir! Tarih bilmeyenler, Köroglu’nun destanini isitir, ermisligine, kerametine inanir.(…)Bu yüksek bilimin vicdaninda yarattigi etkidendir ki Aristo, tarihi ikinci bir siir kabul eder.Roma’nin en büyük devlet adamlarindan olan ünlü Çiçero ise daha ileri giderek tarihin, insanligin her hâlinden bahsetmesi sebebiyle onun ögrenilmesini terbiyenin en lüzumlu sarti sayar ve bu görüsle tarihe ‘hayat ögretmeni’ adini verir.Fransiz edip ve devlet adamlarindan Guizot, ‘Ulusunu hakkiyla sevmek bile tarihini bilmekle olur.’ der.”Namik Kemal