Papaz resmî giysilerini çikartiyor, papaz yardimcisi çocuk da ona yardim ediyordu. Papaz sarap bardagini kaldirip,
“Dene bakalim, uslu bir çocuk oldun,” dedi.
On yasindaki çocuk reddetmeye korktu. Tatliydi ama midesinde ilik bir ates yakmisti.
Poposu aciyordu, papaz ona bir buçuk silin verdi. Daha sonra kiliseden çikarken de,
“Unutma sakin,” dedi fisiltiyla, “bu bizim küçük sirrimiz.”
Müzmin kaybeden Jack Taylor ‘timarhanede’ -yasayan bir ölü olarak- geçirdigi günlerin ardindan yeniden Galway sokaklarina dönmüstür. Hayat onu kollarini açip karsilamayacaktir elbette. Gelecek diye bir sey yoktur ama geçmis her yerdedir; her köse basinda o ugursuz geçmisten birileri yapisir yakasina: Ölümüne neden oldugu küçük Serena May’in sokaklarda yasamaya baslayan babasi Jeff, uyusturucuya geri dönen annesi Cathy, kendi ‘kaçik’ annesinin her daim bir nikotin bulutuyla çevrili olan o çok sevgili papazi Malachy… Galway de eski Galway degildir artik. Bir papaz cinayeti eskiden nadiren suç islenen sehrin gündemine bomba gibi düsmüstür. Adi küçük çocuklara taciz dedikodularina karisan Peder Joyce kafasi kesilerek öldürülmüstür. Jack Taylor’a kalsa geç bile kalinmistir ama siranin kendisine gelmesinden korkan Malachy ondan olayi arastirmasini istemektedir. Günlerini barlarda elini bile sürmedigi içkileri ismarlayip seyrederek geçiren Jack’in yapacak daha iyi bir isi yoktur zaten, kaybedecek bir seyi de; dibi çoktan görmüstür nasilsa ya da o öyle zannetmektedir.
Jack Taylor’in yitirilen masumiyetin, yok olup giden inancin ardindan yaktigi agitlar, hatta savurdugu agiz dolusu küfürler öylesine siirsel ki Bruen yalin, sairane üslubuyla o bildik ‘kaybeden’ edebiyatina yepyeni bir yorum ve yepyeni bir kahraman kazandiriyor.
Jack Taylor serisindeki kitaplariyla “Macavity”, “Barry” ve “Shamus” Ödüllerini kazanan yazar Galway, Irlanda’da yasamaktadir.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli