Putkiricilik, Hiristiyanligin ilk dönemlerinin sinirlari içerisinde yapilan doktrinsel veya teolojik muglâk bir tartismanin ötesine pek geçmeyen, arastirilmayan veya en iyi ihtimalle sadece küçük bir grup bilim adami tarafindan ele alinan, açiklanmasi zor, irrasyonel tarihi patlamalardan biriydi.
Sekizinci asirda putperest karsiti hareketler Hiristiyanlar arasinda baskin güç olmuslar, ikon parçalayan imparatorlar Bizans’i idare edip dinî imgeleri bastirmislardi.
Ilk Bizans putkiricilarinin bir asri askin bir süre boyunca gelistigi dünyayi anlamak, bunlari besleyen daha genis dünyayi idrak etmek benim için elzemdi. Sam’in ve Halep’in dar sokaklarinda, bu iki sehrin arasindaki daha küçük kasaba ve sehirlerde dolasirken ve günesin yaktigi çöl harabelerini gezerken veya harap olan kalelerin tepesinde dikilirken söz konusu kanaat bende hâsil oldu.
Suriye’de bu anlayisin temellerini bulduguma inaniyordum. Iste bu yüzden Ikonoklast yani Putkiricilik hareketi elinizdeki kitabin ana konusu oldu.
Müslüman olduktan sonra çok daha iyi anladim ki her türlü putperestlige karsi olmak Islam’in en önemli mesajlarindan biridir. Teorik ve entellektüel merakimla baslayan bu arastirma benim için yeni bir anlam kazandi, manevî kisiligimin bir parçasi oldu. Bu sebepledir ki birçok tarihçinin aksine, sözkonusu
hareketin yükselisini, o zamanlar Dogu Roma Imparatorlugu’nun parçasi olan Suriye topraklarinda Islam’in yükselisine bagladim.
Ancak Suriye ziyaretim süresince önüme bambaska, hiç ummadigim konularin, dünyalarin açilmasi, çalismanin yönünü de etkiledi.
Ve günümüzden geçmise uzanan çizgide Putkiricilik hareketinin izini sürme çabalarim elinizdeki kitabi meyve verdi.
Bu serüvenimde olaylari, sahislari ve mekânlari beraberce tanimaya var misiniz?
(Tanitim Bülteninden)
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli