Renkli Masallar

Bali’deyiz… Luwak kahvesi içtiniz mi? Içmediyseniz içmeyin! Luwak kahvesi içmeyin dememin nedeni Amerika’da kilosunun 1.000 dolar olmasi degil. Sansar “bok”unun içinden çikmis olmasi! Midenizi kaldirmayayim ama ben içtim!
Peru… Inka kabilelerinin saklandiklari, belki de dünyanin en gizli, gizemli ve sessiz harabeleri, Machu Picchu yüzyillar sonra –daha yeni- ancak 1911’de bulunmus. Tüm Güney Amerika halki için bir nevi hacca gitmek gibi Machu Picchu’yu ziyaret etmek…Cezayir’e kadar geldi de, acep neden Fas’ta durdu ki Osmanli? Faslilara sordum, “Eee n’apalim… Biz çok kuvvetliymisiz” dediler. Fes altindan güldük, peki öyle olsun dedik, misafiriz ya…Atalardan müzisyen ve dansçi insanlarin ülkesi Küba… Afrika kökenli bata drums çaprasik ritimleri ile tanrilara ulasabiliyorlar. Bu kutsal davullara el sürmek, yere koymak yasak. Degil çalmayi denememe, bir tanesinin önünde diz çöküp öptükten sonra alnima dayamama bile zor izin vermislerdi…
Novara, Milano’ya fazla uzak degil. Navaro’nun tapulon’unu çok merak ediyorum. Ne mi tapulon? Koyu Piemento saraplarinda saatlerce marine edilmis esek eti kiymasi! Merak var ya serde, ille de tadacagim. Maceraci ve merakli ruhum, tuzlu ve agir bu kapkara kiymayi tadarken hafifçe ürpermedi desem yalan olur…
Istanbul soförü trafik isiklarini hiç sevmez… Yillar evvel iki orta yasli Amerikali, hatta Teksasli hanimefendiyi gezdiriyorum. Bir tanesi Istanbul’a çok gelmis, muhabbette kasar. Digeri ise “cik cik” ve Istanbul’da ilk günü. Hayretle kirmizi isiklarda geçenleri takip ediyor ve devamli, “Look Mary… Kirmizi isikta geçiyor... Aaa bak bak, bir tane daha kirmizi isikta geçti” diye haykiriyor… Bir dedi, iki dedi, sonunda Mary dayanamadi, “Heyecanlanma Sue Ellen, Istanbul’da kirmizi isik soförlere sadece bir tavsiyedir” dedi... Hiç unutmam...
Müzikle, yemekle, bin bir kente yapilan yolculuklarla bezenmis bir hayat. MFÖ’nün “Sen neymissin be abi!” sarki sözlerinin ilham kaynagi Ayhan Sicimoglu’ndan renkli mi renkli, eglenceli mi eglenceli, masal tadinda anilar…