Sartre

Sartre’in yasami ve düsüncesini gerçekçi bir bakis açisiyla bir arada ele almak. Metinlere, kapsamli yazismalara, yapitlara, anilara dayanarak XX. yüzyilin en büyük aydininin portresini çizebilmek. Denis Bertholet’nin amaçlayip gerçeklestirmis oldugu iste bu.Sartre’in, kim oldugunu ve bu dünyadaki varolus nedenini anlamak için her an izini sürdügü o tutkulu ve geri dönüssüz yol; sürekli degisim ve gelisim halindeki yapiti Bertholet’nin çalismasinin temelini olusturmaktadir.Sürekli baskalarinin, kadinlarin, okurlarin, altmisli yillarin gençliginin sevgisine ulasmaya çabalayan babasiz bir ogul olmanin agirligi Sartre’in tüm yasamina, yapitlarina, dünya görüsüne damgasini vurmakta; yasadigi yüzyilla, çagdaslariyla iliskisini belirlemektedir. Sovyetler Birligi, Fransiz Komünist Partisi ve Cezayir savasiyla ilgili çeliski arz eder gibi görünen tercihleri kendi içsel yolculugundan, farkindaliklarinin sürekli degisip gelismesinden hiç de bagimsiz degildir.Bertholet’nin ciddi bir arastirma ürünü olan bu yapiti, nesnel bir bakis açisiyla Sartre’i tüm yönleriyle tanimamizi, anlamamizi sagladigi gibi, XX. yüzyil tarihine isik tutan önemli bir belge ayni zamanda.