Hızlanmıyordu. Yavaşlamıyordu da. Ahşabın içerisinde ilerleyen kurtçuk, deviniminin neden olduğu sonuçların farkında değildi. Oysa şair sırrı söylemişti: Ne ölüme ne de ölümsüzlüğe benziyordu dönüşüm; kederli bir bilgi gibi kendi bilincini yaratırken kıyamete kadar devam edecekti.
Adanın en eski konağının karşısında durmuş, gözlerini ön cephedeki pencerenin pervazlarına dikmişti. Hareketsizdi. Dikkatli bakışlarla ahşabın içerisinde ilerleyen kurtçuğu izliyordu. Yavaş hareketleri, tükenmez inancıyla kendi hâlinde devinen kurtçuk, bütünleştiği ahşap ile çift yönlü bir dönüşüme neden oluyordu.
Aşkın insanı tüketirken var etmesi gibi bir olguydu söz konusu olan. Tükenen ya da var olanın, bakış açısına göre yer değiştirdiği bu etkileşimli döngüde aşk kendi kendini tanımlayabilir veya aşkın bilinci, öznelerin varlık bilincini oluşturabilirdi… Çünkü aşk, varlığı sürekli kemiren ve dönüştüren bir kurtçuktu.
Aşk var mıydı?
Yazar Hakkında:
1970 yılında doğdu.İTÜ Harita mezunu ilk şiiri 1993 yılında yayımlandı.1994-1999 yılları arasında İzlek dergisine emek verdi. 2201 yılında TÜYAP İstanbul Sanat Fuarı (ART-İST 2001) Genç Sanat Eleştirmeni ve Sanat Galericileri Derneği Özel Başarı Ödülü’nü aldı.
Nilgün Marmara Metinleri ve Fragmanlar (şiir 1997), Ay… Düşüyor… Üstüme (Şiir 2003),
… Sonra.. Sözler… (şiir 2006), Üzerine Yazılar (Ed. Eleştirisi, 2007), Fatma Tülin resmi (Resim Eleştiri 2009), Aphrodisia’lar(şiir 2011), Yol Üstündeki Yazıcı (Edebiyat 2012), Jansin Yüzleri (şiir 2016), Beethoven’ın Odası(Öykü 2017), Jazz (Şiir 2017), Jaklin’in Elleri (Şiir 2018), Hakikat ve Görünürlük: Tayyar Eren resmi (Resim Eleştirisi 2018), Yas (Şiir 2019)
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli