Sonsuzluk Yolculuğu

Dünyaya gözlerimiz kapanir ve kabir kapisindan öteye geçeriz. Kiyamet korkunç bir gürültüyle kopar. Daglar pamuk gibi saçilir, gök yarilir, yildizlar savrulur. Toplanip dürülen mevcut yer ve göklerin yerine, bambaska bir yer ve gök dirilir. Tarihin insanlari, hayvanlari, cinleri ve seytanlari dirildikleri topraktan kalkip hep birlikte büyük hesaplasma meydanina sürülür. Cennet ve Cehennem yaklasir. Amel defterleri iner, yüce mahkeme kurulur. Haklar alinip verilir, geriye kalan ameller tartilir. Sevap fazlaliginin Cennete, günah fazlaliginin Cehenneme tasiyacagi en büyük ayrilik baslar. Nihayet Sirat Köprüsünden geçebilenleri karsilayan maddesi mücevher Cennet! Yerler ve gökler enginligindeki tasi topragi canli, müzigi muhtesem, kokusu harika, yiyecek ve içecekleri hayaller ötesi Cennet! Hesaplasmalarini bitirip kapisina kavusan sevdiklerini esenlik iklimiyle sarip sarmalayan Cennet! Nasibiniz olmussa, orada artik sultan sizsiniz. Yüce Yaradan "ol" emrini dileginize vermistir. Dilersiniz, daglar, vadiler derhal degisir; dilersiniz, muhtesem bedenlere bürünürsünüz. Dilerseniz hayal hiziyla bir yildizdaki cennetinizden öbür yildizdaki cennetinize uçarsiniz. Gâh gözünüz bütün galaksiyi görür; gâh bir zerrenin içinde gezinirsiniz.(Tanitim Bülteninden)