Tarih, cımbızlana cımbızlana pek çok kez iktidarın kendine göre şekillendirdiği bir geçmiş anlatısı hâline gelir. İktidar ve güçlü olan değiştikçe, geçmişi de değiştirir. Her gelen yeni kuşak, bu konjonktürel siyâsî atmosferin etkisi altında kendisi için hazırlanmış bir mazi atlasıyla karşı karşıya kalır. Bir anlamda, olmamışı, olmuş gibi kabullenmek; bu sarkacın olmazsa olmaz koşuludur. Tarihsel gerçeklik kırılıyor; ama bunun hiçbir önemi yok; çünkü aslolan tarih değil; geçmişte gerçekte ne olduğunu bilmeye çalışmak da değil; aslolan tek şey, günün politik, ideolojik ve hatta psikolojik ihtiyacını bir şekilde karşılayabilecek malzeme yaratabilmektir!
Cemil Koçak, Tarih Büyük Harflerle Yazılmaz’da Cumhuriyet tarihinin doğru bilinen yanlışlarına dikkat çekiyor. Usta tarihçi, yaptığı ‘arkeolojik kazı’larla tabuları, tabuta yerleştiriyor.
Atatürk’e ait olmayan söz neden hâlâ Türk Hava Kuvvetleri’nin resmî sitesinde duruyor?
Türk solu, olmayan bir olayın anmasını neden yapıyor?
Kemalistler, Bandırma vapurundan nasıl bir mit çıkardı?
Nutuk, ‘bilim adamları’nın elinde nasıl ‘kutsal kitap’a dönüştü?
Asparagas gazete haberleri, nasıl gerçek tarihî belge oldu?
Nâzım’ın CHP iktidarında hapis yattığı, DP zamanında serbest bırakıldığı nasıl görmezden gelindi?
Hikmet Kıvılcımlı’nın af dilekçesinde neden Milli Şef güzellemeleri yer alıyor?
Rasih Nuri İleri, Sosyalizm ile Kemalizm’i nasıl kardeş ideoloji yaptı?
Cemil Koçak, her siyasal grubun kendi resmî tarihini ve kahramanını icat edip, sonra onu mitoloji hâline getirmesini safahatıyla anlatıyor.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli