Gazetecilik tehlike altında mı? Sansür, siyasi baskı, yıldırma, iş güvencesizliği ve gazetecilerin kaynaklarına yönelik sistemli saldırılar, dünyanın her yerinde devam ediyor. Ayrıca bunlara fiziksel saldırıları, misilleme eylemlerini, yargısal tacizleri, tutuklamaları, hapis cezalarını ve en sonunda ölümleri de eklediğinizde ortaya vahim bir tablo çıkıyor.
Gazetecilik gerçekten tehdit altında mı? Bu bağlamda düşündüğümüzde gözümüzün önüne ilk gelen imge, kurşun geçirmez yeleklerle korunan, sadece kamera ve elinde mikrofonla ateş çemberinin içine dalan bir savaş muhabiri oluyor. Elbette ki, fiziksel tehlikeler göze çarpan en büyük tehditlerdir. Ancak bugün dünyada ve Türkiye'de gazeteciler ve gazetecilik, aynı zamanda sansür, politik ve ekonomik baskı, yıldırma, tehdit, iş güvencesizliği ve kaynakların korunmasına yönelik çeşitli saldırılarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yanısıra sosyal medya ve dijital fotoğrafçılık herkesin, her an bilgiyi yayınlayabileceği bir ortam yaratıyor ki, bu da gazeteciliğin yılların birikimiyle şekillenmiş evrensel etiğini bozuyor, rahatsız ediyor.
Peki tehditlere, giderek büyüyen bu tehlikeye karşı ne yapacağız?
Tehlike Altında Gazetecilik adlı bu çalışmada, kendi alanlarında uzman on yazar demokratik toplumlarda gazeteciliğin işlevlerini ele alıyor. Yazarlar aynı zamanda “elverişli ortam” kavramının anlamını; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü için gerekli zemin üzerinde tartışarak açıklarken, gazeteciliğin bu üç temelle arasındaki sıkı bağları irdeliyor.
Avrupa Konseyi'nin bu çok önemli çalışmasının günümüz Türkiye'sinde yaşananlara da ışık tutacağına inanıyoruz.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli