Toprak Ev

Amerika’nin ortak bilincine kazinmis efsanevi folk sarkicisi Woody Guthrie, 1947’de tamamladigi tek romani Toprak Ev’de “Ahsap çürür” gerçeginden yola çikip egilen, yikilan, çürüyen ahsaba veryansin ederken, çagimizin karsi karsiya oldugu ekolojik tehlikeleri çok önceden görerek endüstriyel tarima ve kapitalizme lanet okur: “Tüm mülk sahiplerinin basina tas yagsin! Tüm keresteciler batsin! Yoksullarin sirtindan geçinen para babalarina lanet olsun!”Basrolü bolluk ve bereketin pesinden giden ailelere veren John Steinbeck’in Gazap Üzümleri’nin aksine, Guthrie Yukari Düzlükler’de kalip kit kanaat geçinmeye yetecek kadar para kazanan ve endüstriyel tarima karsi koyan azimli çiftçilerin, Tike’la Ella May’in hikayesini anlatir. Kitabin her sayfasi bu çiftçilerin gündelik yasamlarinin incelikleriyle, yazarin bizzat taniklik ettigi bir sefaletle ve sefaleti çekenlerin içlerindeki güçten dogan asi bir neseyle doludur. Toprak Ev edebi diliyle de dikkat çeker; Guthrie’nin yazdigi uzun bir sarki sözü gibidir. Tike’la Ella May’in Yukari Düzlükler kadar sade, yagmur kadar gerçek asklarini, cinselliklerini, kendi topraklarina kendi elleriyle sicak, soguk, rüzgar, yagmur geçirmeyen bir kerpiç ev yapma isteklerini, isyanlarini, insanca bir yasam hayallerini renkli, ahenkli, mizahi bir dille ve beklenmedik benzetmelerle anlatir.Kendini hakikatin ve askin savunucusu olarak gören, zamanla yoksullastirilmis ve ötekilestirilmis insanlarin sözcüsü haline gelen Guthrie “sizin ve benim için yaratilmis” topragi özgürce kullanabilmemizi engelleyen otoriter devletin çarklarina, dogayi ve insani acimasizca sömüren sisteme meydan okur. Baska bir dünyanin mümkün olduguna yürekten inanan, inandigini yürekten anlatan Toprak Ev gün isigini görebilmek için altmis alti yil beklemek zorunda kalsa da, bunca zaman sonra bile tazeliginden ve hakikatinden hiçbir sey kaybetmedigi ortada.