Türkiye'de Ordu ve Siyaset

Ordu 1960'da ilk kez vurdugunda, Türkiye savunma alani disinda ekonomik ve siyasal olarak dünyadan büyük ölçüde yalitilmis, birinci dünya seçkinlerinin yönettigi bir üçüncü dünya ülkesi olarak tanimlanabilirdi. Bu nedenle 27 Mayis darbesinin liderleri birkaç saat içinde birkaç stratejik noktayi -cumhurbaskanligi, meclis, bakanliklar, radyo istasyonu ve havaalani- ele geçirerek iktidari hizli ve kansiz bir biçimde aldi. Halk ertesi sabah radyolarini açinca darbeden haberdar oldu. Türkiye'nin NATO'da kalacagi güvencesini verdikten sonra, Batili güçler darbeyi memnuniyetle kabul etti ve sonucu etkilemek için hiçbir çaba harcamadi. Ülke ekonomik olarak da darbeden neredeyse hiç etkilenmedi.21. yüzyilin ikinci on yilina gelindiginde bu kosullarin hiçbiri artik geçerli degil. Ekonomik olarak Türkiye yeni bir sinai güç; eski yalitilmis kirsal toplum birkaç uzak bölge disinda neredeyse yok olmus durumda. Türkiye küresel ekonomiyle de önemli ölçüde bütünlesmistir. Kültürel olarak kent ile köy arasindaki uçurum hizla asildi ve eski Kemalist seçkinlerin, yüksek egitim ve idari beceri üzerindeki tekelini kaybedeli çok oldu. Devlet bürokrasisi gibi ordu da ilerlemenin mesalesi olarak ayricaliklarini kaybetti: Askerler artik mesru çikarlarini korumak için tehdit etmek degil müzakere etmek zorunda.(Tanitim Bülteninden)