Türkiye'nin Göç Tarihi 14. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Türkiye'ye Göçler

Türkiye’nin Göç Tarihi, 14. Yüzyildan 21. Yüzyila Türkiye’ye Göçler adli bu eser, Anadolu topraklarinin yüzlerce yilin ötesine uzanan son derece hareketli, zengin ve o ölçüde de çok yönlü, çok kültürlü sonuçlar yaratan göç tarihinin, dünden bugüne ulasan hikayesini konu ediniyor. Aslinda çalisma, Anadolu cografyasinin kisa sayilabilecek bir tarihsel dilimi üzerinde yogunlasmakta ve genel olarak Osmanli Devleti’nin kurulusundan bu yana gerçeklesen göçlerin yaratmis oldugu toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yapilanmalarini sonuçlariyla birlikte ele almaktadir. Bir baska açidan da bakildiginda bu önemli eser, bir anlamda çok kültürlü Anadolu’yu resmetmekte, bu genis çerçeve içinde yüzlerce yil sürekli degisen ama hiçbir zaman tek renkli olmayan zengin ve çarpici tabloyu anlamamizi saglamaktadir. Her biri konularinda uzman olan degerli bilim insanlarimizin özgün çalismalarinin yeraldigi kitapta, Türkiye’nin artik giderek artan oranda göçmen kitlesine evsahipligi yapacagi gerçeginin reddedilemeyecegi vurgulanmakta, toplumumuzun belli bir kesiminde potansiyel olarak varolan ve son Suriyeli göçmenlerin gelmesiyle de yükselmeye baslayan “göçmen karsiti” söylemlere karsi dogru politikalar üretilmesi önerilmektedir. Bunun da yolu ciddi ve güvenilir toplumsal, siyasal, kültürel ve hukuki bir yapilanma olusturup, irkçi, yabanci düsmani ve ötekini dislayici retorigi tarihin çöplügüne atip, dogru ve insani bir dil kullanmaktan geçmektedir. Türk Idari Arastirmalar Vakfi, Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Arastirmalari Merkez(HUGO) ile Istanbul Bilgi Üniversitesi Yayinlari’nin ortak yayini olan bu eserin sözkonusu yapilanmanin olusturulmasina ve Türkiye’deki göç çalismalarina önemli bir katkida bulunacagina inanmaktayiz.“Bugünki Türkiye’nin nüfus bakimindan en önemli dönemi süphesiz ki, Osmanli Devleti süresidir. Osmanli göçle baslamis ve göçle dagilmistir... 1912/13, 1930’lu ve 1950’li yillarda yasanan göçler sayesinde, toplumsal, siyasal ve kültürel degisiklikler ana karakterini kaybetmeden devam etmistir. Türkiye, sözün kisacasi göçler sayesinde kurulmus, degismis ve bugün milli devlet haline gelmistir.”Prof. Dr. Kemal H. Karpat“Insanlik yeni umutlar insa ettikçe.....bitmeyen göçün yeni türleri karsimiza çikacaktir. Bunlarin içinde en yakin olani, sürdürülebilir kalkinma modeline uymayip, doga kaynaklarini hunharca gasp eden ülkelerdeki aç nüfuslarin yeni topraklar aramaya kalkismalari olacaktir. Böylece bir yandan terör, korku, kanli savaslar öte yandan dogaya karsi eli kolu bagli olan insanin aci kaderi birdaha ortaya çikacaktir.”Prof. Dr. Nermin Abadan- Unat