Unutulan Kraliçe

Aç kalmisti, etrafinda kimseler yoktu. Bulundugu durumdan kaçabilmesinin tek yolu evlenmesiydi. Annesi sadece kendi iliskileriyle mesguldü, babasi da -onu sevmesine ragmen- kendi dünyasinda yasiyordu. Paris karisikti, gücü zayiflayan kralin otoritesini ele geçirmek isteyenler birbirleriyle kiyasiya savasirlarken, Ingiltere kraliyetinden yollanan galli elçi Catherine’nin dikkatini çekti çünkü Catherine yalnizdi ve kendini bu kaos içinde basibos dolasan bir varlik gibi hissediyordu. Evlenecegi adamin kim oldugunu ögrendiginde, ruhu da Paris’teki o kaos havasina büründü. Düsmani, isgalci Ingiliz’lerin krali simdiyse Fransa’yi fethetmeye gelmisti.Valvois’li Catherine’nin karsisinda V. Henry vardi.Soylu bir aileden gelen Catherine ve Ingiliz kraliyetinin varisi V. Henry. Nikah kiyildi, kiyildi kiyilmasina fakat Catherine’i hiç de alisik olmadigi bir hayat ve bir adam bekliyordu. Londra’nin ortasina saliverilmis bir Fransiz nasil hissedecekse o da böyle hissedecekti. Iki farkli aristokrasinin ortasinda yasama alismasi neredeyse imkansiz olan Catherine’nin pesini birakmayan yalnizlik da bunlara eklenince durum daha da kötüye gitmisti.Yeni esi sürekli savaslara gidiyor ve uzun süre Catherine’le ilgilenmiyordu. Onun bu durumda neler hissettigini en iyi anlayan bir kisi vardi-ve bu arkadaslik tehlikeli oldugu kadar da çekiciydi. (Tanitim Bülteninden)