Yeni İstanbul Çalışmaları Sınırlar, Mücadeleler, Açılımlar

Istanbul hizli bir degisim içinde. Bu degisim öncelikle bu kentte yasayan insanlarin, sonra kentin bölgesel çevresinin, nihayetinde bütün Türkiye'nin hayatini etkiliyor. Yeni Istanbul Çalismalari'ndaki "yeni", öncelikle bu hizli degisimle ortaya çikan "yeni" Istanbul’a atifta bulunuyor, kentin daha önce tecrübe etmedigimiz hallerine odaklaniyor. Diger yandan da "yeni" incelemeler bunlar: hem arastirma konulari açisindan hem bakis açisindan. Farkli disiplinlerden özenli bir seçimle bir araya getirilmis olan seçki, içerdigi düzlem, kuram, metot ve konu çesitliligiyle, kentte yasanan degisimin farkli boyutlarinin kavranabilmesi için son derece degerli ipuçlari sunuyor.Kitapta "Mekân ve Siyaset", "Emek ve Ekonomi", "Politik Ekoloji" ve "Beden ve Cinsellik" olarak dört bölümde toplanan yazilar, kentin "devlet eliyle" küresellesmeye tesvik edilmesinden baslayarak, neoliberalizmin kent üzerindeki baskisini, arazi mülkiyetine iliskin hukukun tasidigi muglakliklarin nasil istismar için kullanildigini, mülksüzlestirmeyi, mutenalastirmayi, kentin dönüsüm cografyasinin verdigi ipuçlarini, bazi mahallelerin "tehlikeli" diye mimlenmesini ve maruz kaldigi polis siddetini konu aliyor. Bütün yazilarda basta "Gezi Parki" direnisi olmak üzere kentteki gidisata karsi çikan direnisler ve yeni kentsel muhalefetin belirgin izleri var. Istanbul'u sirtinda tasidigi halde toplumsal emegin genellikle kent çalismalarinda görünmez kaldigina yapilan önemli vurguyla birlikte kentteki turizm, trafik, ulasim sorunlari, "hareketlilikler" ele aliniyor, kadin istihdaminda cinsiyetin etkisini görmek için tekstil ve bankacilik alanindan iki farkli örnek inceleniyor.Kitabin yaptigi önemli katkilardan biri de kente politik ekoloji çerçevesinden bakmak. Kentin bugününü "sürdürülebilirlik" kavrami temelinde degerlendiren yazilar, ayni zamanda merkezi iktidarin ve belediyenin çevrecilik, doga ve sürdürülebilir kalkinma gibi kavram ve anlayislari nasil bir söylem ve imaj malzemesi kertesine indirip içlerini bosalttigini ve çogu durumda tam aksi uygulamalara giristigini aydinlatiyor. Son bölümde ise kentte bedenin kamusalligi ve cinselligi, LGBT hareketi, sakat bedenler, göçmen kadin ev isçileri, trans bireyler, seks sinemalari ve ilgili muhafazakârligin yakin dönemdeki tarihsel seyri üzerinden tartisiliyor.